ÖĞRETMEN OLMAK
Bütün canlılar doğuştan gelen genetik yaşama dair bilgileri taşır.
Bu ilk bilgilerle yaşama tutunmaya çalışır.
Yaşamın öğrettiği bilgi ve tecrübelerle hayat mücadelesinde daha da bilgilenir ve olgunlaşır.
En büyük öğretmen yaşamın kendisi olmakla birlikte insanoğlu sadece doğuştan gelen ve yaşam içinde öğrenilen bilgilerin iyi yaşamak için yetmediğini görmüş, anne-baba ve çevresinin yaşamdan öğrendiklerini çocuklara aktarması insan oğlunun varoluşundan beri devam ede gelmiştir.
Öyle ise 2. En büyük Öğretmen olarak anne-baba ve aile büyüklerini görebiliriz.
Çocuklarımızın hayata tutunabilmeleri için temel eğitimin aileden başladığını unutmamak gerekir. İnsanoğlu zaman içinde Ailenin ve yaşamın öğrettiklerini yetersiz görmüş olacak ki kuramsal toplu eğitimi hayata geçirmek için okulları icat etmiştir.
Tabi ki öğreteni olmayan okul olmayacağına göre öğretmeyi amaç ve meslek edinmiş öğretmenlik mesleği ortaya çıkmıştır.
Bütün meslekler insan yaşamı için önemli olmakla birlikte günümüzde öğretmenlik mesleğinin, insanların refahı ve ülkelerin kalkınması için ne kadar önemli olduğunu idrak eden ülkeler kalkınmada öne geçmişlerdir.
Büyük Atatürk daha savaş yıllarında iken öğretmene ve eğitimin önemine işaret etmiş. “ÖĞRETMENLER, YENİ NESİL SİZİN ESERİNİZ OLACAKTIR” veciz sözü ile ülkenin geleceğini öğretmenlerin başarısında görmüştür.
Atatürk sonrası ülkemizdeki eğitim faaliyetlerine baktığımızda tek parlayan yıldız KÖY ENSTİTÜLERİ gözükmektedir.
Bu enstitüler eğitimde sıçrama sağlamış ancak ne yazık ki kısa sürede siyasi kaygılara kurban edilerek kapatılmıştır. Günümüzdeki “MiLLİ EĞİTİM” politikaları ile, çağa ayak uyduran insan profili yetiştirmek yerine siyasete oy devşiren, sorgulayan değil itaat eden insan profili yetiştirmek, yönetenler tarafından amaç edinildiği için bir türlü eğitim politikaları rayına oturmuyor.
Her eğitim bakanı değişiminde, eğitim politikaları da değişiyor. Eğitim “BAKANLARIN” yaz boz tahtasına dönmüştür artık. Topluma ve ülkenin geleceğine biçilen elbise hayatın gerçeklerine uymadığından sürekli patlıyor.
Milli Eğitimi, adından da anlaşılacağı üzere yönetenlerin hayat anlayışlarına göre değil, toplumun tümünü temsil eden, gelecekteki ülkenin beklentilerini karşılayacak milli bir anlayışa oturtmak gerekir.
Böyle bir anlayışı siyasiler benimsemediğine göre ; Toplumun , sivil toplum kuruluşlarının eğitimdeki bu keşmekeşliğe dur demesi , sesini çıkarması gerekir. Hepimiz çocuklarımızın geleceği için ,ülkemizin geleceği için bu gidişata dur demenin yolunu düşünmeliyiz. Eğitimin çağa uygun olmamasının bedelini gelecekte tüm toplum çok ağır ödeyeceğiz.
Tüm zorluklara rağmen gelecek nesilleri en iyi şekilde yetiştirmeye çaba gösteren, öğretmenliğin geleceğimiz için anlam ve önemini bilen tüm öğretmenlerimizin ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ kutlar, başarılar dilerim.
Yaşıyorsak umut var demektir.
24 Kasım 2017
Bu yazı toplam 2005 defa okundu. Bu yazı toplam 0 defa facebook`da paylaşıldı. YASAL UYARI:Haber portalımız 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na uygun olarak yayınlanmaktadır Yayınlanan fotoğrafların yeniden yayımı ve herhangi bir ortamda basılması, önceden yazılı izin gerektirir. Portalımızda yayınlanan haberler ise, kaynak gösterilmek ve portalımızın ilgili sayfasına link verilmek koşuluyla yeniden yayınlanabilir.15 Temmuz 2017 - 16:03, Cumartesi
31 Mayıs 2017 - 10:22, Çarşamba
16 Mayıs 2017 - 19:31, Salı
10 Mayıs 2017 - 15:11, Çarşamba
5 Mayıs 2017 - 13:20, Cuma
30 Nisan 2017 - 10:44, Pazar
17 Nisan 2017 - 17:35, Pazartesi
14 Nisan 2017 - 20:22, Cuma