OSMAN YÜKSEL SERDENGEÇTİ
1917 yılında doğmuştur. Asıl adı Osman Zeki Yüksel 'dir.
Çıkarmış olduğu SERDENGEÇTİ dergisinde Serdengeçti imzasıyla yazdığı yazılarından dolayı bu isimle tanınmıştır. 1944 yılında Hüseyin Nihal Atsız ve Alparslan Türkeş'inde aralarında bulunduğu kişilerle birlikte bir süre tutuklu kalmıştır. Öğrenimi yarıda kalmış ve cezaevinden çıktıktan sonra öğrenimine devam etmek istemiş fakat dönemin milli eğitim bakanı Hasan Ali Yücel tarafından engellenmiştir. Buna karşılık haksızlık karşısında susmayı inancının gereği olarak fiziksel olarak ufak tefek görünen cüssesine sığdıramayan imanının derecesiyle devleşen Serdengeçti yüksek vekâletin alçak vekiline hitabıyla yazdığı dilekçe nedeniyle kendini yeniden cezaevinde bulmuştur.
Hapisten çıktıktan sonra çıkarmaya başladığı dergisinde ''Allah, Millet,Vatan Yolunda" cümlesi bir bayrak olup gecelere ay gündüzlere güneş gibi doğup, O'nu yolunda bulunduğu değerleri tüm açıklığı ile beyana muvaffak kılmıştır. Zamanın zulmüne inat yılmadan yıkılmadan tüm engellemelere karşı göstermiş olduğu direnç ve inadı ardından gelen yolunu yol edinmişlere büyük bir cesaretle inandığı değerler uğruna mücadele etmenin boş bir çaba olmadığının bir kandil aydınlığında yol göstericiliğinin açıkça ifadesidir.
''Açın kapıları Osman geliyor'' sözü adaletsiz düzene karşı çektiği inanç kılıcıyla üzerine yürüdüğü büyük bir silahtı. Pek çok sayısı toplatılsa da ve birçok kez yazılarından dolayı tutuklanıp serbest bırakılsa da büyük bir kararlılıkla inandığı değerleri savunmaktan geri kalmamanın adıdır Serdengeçti. Öyle ki haftalık olarak çıkarılmasını amaçladığı dergisini 1947- 1962 yılları arasında yani 15 yılda yalnızca 33 sayı çıkarılabilmiştir. Bu 33 sayı ise dönemin zulmüne bir şamar niteliği taşımaktadır.
''Hakk'a tapar halkı tutar '' ifadesinin en müstesna yerde, baş köşede bulunması derginin çıkış nedenini açıkça ortaya koyup ''Hak yolunun bağrıyanık yolcusu'' yaftasına gerçek manada sahip olmasının göstergesi niteliğindedir. Anadolu insanının saf ve temiz yüzü onun çehresinde şekil bulmuştur. Söylediğini doğru söyleyen ama söylediğini tek doğru söyleyen, hep doğru söyleyen kırılsa da eğilmek nedir bilmeyen, hakikat denizine dalmış yalınkılıçlığın adıdır serdengeçti. Yola revan olmanın sorumluluğunu hiçbir merhalede kenara koymadan bir lahza dinlenmeden fasılasız bir ömür boyu taşımanın adıdır serdengeçti. Yüreğinde vatan aşkı ve iman ateşiyle yanmanın, düzen diye kurulan düzensizlikleri yıkmanın soluksuz yürüyüşünün adıdır serdengeçti. Ve gelecek nesillere aktarmaktır efsanedir, destandan çıkmış bir kahramanın adıdır serdengeçti.
Evet, evet o bir kahramandı cesareti ile inanışı ve bunu göstermekte ki metodu ile çile ise çile cefa ise cefa çekmeyi şeref bilerek kimi zaman mizah yolu ile ama asla sulandırmadan düşündürmek maksadı ile muhataplarını, sanatı verenin sanatını ustalıkla kullanarak söyleyeceklerini söylemiştir. Para kimileri gibi onun hayatının vazgeçilmezi olmamıştır. Aldığı maaşı durumu olmayan öğrencilere dağıttıktan sonra ayın tamamını soğan ekmek yiyecek kadar mütevazi bir hayat sürmüş ve sonunda rütbelerin en makbulü ile değer bulmuştur. Serdengeçti onun için muzaffer bir kumandanın göğsündeki nişan kadar kutsal ve omzundaki apolet gibi değerli bir makamın adıdır. Yaşadıkları, yazdıkları, anlattıkları bizlerin O’nu sevmemize en büyük nedendir. Bizler onu hep bir mücadele halinde bildik hep bir aksiyon hep bir hareket…
Serdengeçti mücadeleci ruhunun yanında kıvrak bir zekâya da sahipti, aşağıdaki hikâye onun bu özelliğinin ispatıdır.
Necip Fazıl, Osman Yüksel ve Nazım Hikmet aynı koğuştadır.
''Necip Fazıl dertlidir; bir oraya, bir buraya volta atar; sigara üstüne sigara yakar. Serdengeçti gayet neşelidir. Nazım ise her rast geldiğine komünizmi anlatır, durur. Bir gün yine Nazım karşısındakine komünizmi anlatırken Serdengeçti yanına yaklaşıp der ki, "Üstat, bu komünizm nedir?" Nazım kendinden gayet emin bir şekilde "Elini sol cebime at." der. Serdengeçti hemen atar. Nazım der ki "Ne buldun?" "İki tane yirmi beş kuruş." der Serdengeçti. Nazım "Birini al." der. Serdengeçti alır. Nazım gururla "İşte komünizm bu." cevabını verir. Bir gün Nazım'a elli lira gelir; Serdengeçti sormadan hemen elini Nazım'ın cebine atar ve yarısını almak ister. Nazım hemen müdahale eder, "Hop, hop. Ne oluyor?" der. Serdengeçti, "Üstat, yarısı benim değil miydi?" deyince Nazım, "O kadar da uzun boylu değil." karşılığını verince Serdengeçti taşı gediğine koyar, "İşte, komünizm dedikleri yirmi beş kuruşluk bir şeymiş."
Milletvekili seçildiği partisine muhalefet edecek kadar dürüst bir siyasetçi ve çok yönlü bir aydındır, siyasi kişiliğinin yanında aynı zamanda edebi yönüyle de çok güzel eserler vermiştir.
Kal'a gibi dik başın bulutlarla yarışsın,
Dalga dalga saçların rüzgârlarla karışsın!
Adını nakşedelim, eski-kadim surlara
Sesini haykıralım asırdan asırlara...
Savletinle titresin yeniden doğu-batı,
Ve kurulsun Allah'ın ebedi saltanatı...
Ufukları kaplasın bayraklarımız al,al,
Göklere zaferimizi çizsin vahşi bir kartal! ..
Kahramanlar büyüsün masalda dev misali,
Eğilsin öpsün gökler, canım nazlı hilali...
Ordularım yeniden Tuna'ya akın etsin!
Bir Yıldırım çaksın da uzağı yakın etsin!
Selam dursun karşısında bütün şerefler, şanlar!
Namını tebcil etsin, yıldızlar kehkeşanlar...
İçimde hiç sönmeyen bir fetih sevdası var.
Yavuz gibi diyorum: Bu dünya insana dar!
Bir sada duymak için sahralara düşeyim.
Helal olsun bu yolda, varım yoğum herşeyim! ..
Volkan gibi lav atmış, ne susmuş ne sönmüşüm.
Ben bu iman uğruna çılgınlara dönmüşüm.
Bir deha bekliyoruz, gençliğe mihrap olsun,
Ruhları tutuşturan bir ateş mihrak olsun.
Sinesinde birleşsin sağa sola sapanlar,
Kahrolsun Hak dururken zorbalara tapanlar!
Çık, nerdesin,zuhur et! Biz seni bekliyoruz.
Yıllardır yollarında yorgun emekliyoruz..
Musa ol! Hakka yüksel! tecelli et de Tura.
Zulmet yıkılsın gitsin! Cihan garkolsun nura!
İstiyorum yeniden bir hilkat istiyorum,
Ne hayal, ne kuruntu hakikat istiyorum.
Hakikat, hakikat,hakikat istiyorum! ..
NÜKTELER ;
DÖNEKLİK
Büyük dava gönül adamı Osman Yüksel Serdengeçti hasbe'l kader milletvekili olmuştu. Meclise ilk defa adım atacaktı. Döner kapıdan içeri girmekte zorlanınca çevresindekilere seslenir:
-Bakın, döneklik meclisin kapısında başlıyor!
TEK YÜZLÜ HAKİKAT
Osman Yüksel'in çıkardığı Serdengeçti dergisinin ilk sayısında şöyle bir ilan yer alır:
-Muhterem okuyucularımız! Serdengeçti, bin bir müşkülat içinde çıkabildi. Günlerce kapı kapı, matbaa matbaa, şehir şehir dolaştık. Çok şükür ALLAH' ın yardımıyla şimdi çıkmış bulunuyoruz. Birde bu yolda, hak ve hakikat yolunda yardım ediniz. Ne yazıktır ki tek yüzlü hakikatin meydana çıkması için bile, şu ikiyüzlü lanet paraya ihtiyaç var.
ALLAH AŞKI
Osman Yüksel Serdengeçti samimi bir mümin, halis bir Müslümandı dilinden ''ALLAH'' kelamı eksik olmazdı.Bir gün Osman Yüksel'e ''Konuşmalarınızda niçin bu kadar 'ALLAH' diyorsunuz?'' diye sorarlar.Serdengeçti'nin cevabı, kendisine yakışacak mahiyettedir;
-Öyle mı? ALLAH ALLAH !
Vefatının 31. sene-i devriyesinde büyük dava adamı Osman Yüksel Serdengeçti'yi rahmetle anıyoruz.
selam ve dua ile...
Bu yazı toplam 3105 defa okundu. Bu yazı toplam 0 defa facebook`da paylaşıldı. YASAL UYARI:Haber portalımız 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na uygun olarak yayınlanmaktadır Yayınlanan fotoğrafların yeniden yayımı ve herhangi bir ortamda basılması, önceden yazılı izin gerektirir. Portalımızda yayınlanan haberler ise, kaynak gösterilmek ve portalımızın ilgili sayfasına link verilmek koşuluyla yeniden yayınlanabilir.